Prof. Dr. Sultan Tarlacı

Nörolog ve Kuantonöroloji Uzmanı

Konu : “Duyular Dışı Algınız, 7. Hissiniz Olabilir Mi?”

18 Mart 2018 / 14:50 - 15:50

Kristal Salon

Parapsikoloji başlığı altında popüler kültürde birçok konu ele alınmaktadır. Parapsikoloji, henüz ne olduğu tam bilinmeyen, dış dünyadan etki alan ve dış dünyaya etki eden “psi” denen aracı ile ilgilenir. Parapsikoloji; temel ilgi alanı psi'nin var olup olmadığı ve ölümden sonra bilinç/kişilik/bellek/hafızanın devam edip etmediğinin araştırılmasıdır. Psi, alıcı psi ve verici/etki eden psi olarak iki gruba ayrılır. Alıcı psi; duyular dışı algılama (DDA veya Extrasensory Perception), zihin-zihin bağlantısı (telepati), uzaktangörü (remote viewing), zihin-dış dünya algısı olan durugörü (clairvoyance) olarak, verici/etki eden psi ise zihnin dış dünyaya/madde üzerine etkisi (psikokinezi) olarak tanımlanabilir. Modern Parapsikolojinin kapsamı bu alt başlıklarla sınırlıdır ve bu olgular genel olarak "psi olayları" başlığı altında incelenirler. Bu görüngüler doğaüstü veya normal dışı mucizevi bir görüngü olarak değil, biyolojik yapımızın henüz bilinmeyen bir yeteneği olarak ele alınmaktadır. Duyular dışı algılama; bilinen duyu araçları ve organlarını kullanmadan, bilinen duyuların dışında kalan uzak mekânlardan ve geçmiş veya gelecekten bilgi edinmektir. Öngörü/önsezi/önbiliş ise genel anlamda, bilinen beş duyu kullanılmadan, hafıza, muhakeme, sonuç çıkarma veya tahmin gibi zihinsel işlemler sonucunda elde edilmemiş, henüz gerçekleşmemiş bir olayın/durumun önceden algılanmasıdır. Bu algılanma uyanık durumda duyular dışı algı ile veya rüyalar esnasında olabilir. Bunlar içinde durugörü; farklı zaman ve mekânlarda oluşan olaylarla ilgili bilgiyi, normal insanlardan farklı olarak bilebilmek, hissedebilmedir. Telepati, toplumda daha iyi bilinen bir kavramdır ve düşünce iletişimi, bir zihinden diğerine doğrudan içsel deneyime ait bilgi iletimi olarak tanımlanır. Öngörü ise, gelecekte olabilecek olayları, zamanı gelmeden önce, belli bir eğri içinde kalarak gerçekleşme zamanını da doğru olarak tahmin edebilmektir. Bu nedenselliğe karşı çıkar ve “etki”nin, “neden”inden önce olduğu anlamına gelir.

Prof. Dr. SULTAN TARLACI Kimdir?

Sultan Tarlacı, 1970 yılında Rize’de doğdu. 1995 yılında Tıp fakültesini birincilikle bitirerek Tıp doktoru, 2000 yılında Ege Üniversitesi Nöroloji uzmanlığını aldı.  2000 yılında, Beyin Araştırmaları Derneği Araştırma Teşvik Ödülü, 2001’de TÜBİTAK-Beyin Araştırmaları Derneği Araştırma Teşvik Ödülü ve 2003’de de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Simavi, Sağlık Bilimleri Ödülü almıştır. 2014 yılında Tıp Fakültesi, diş hekimliği, veterinerlik başta olmak üzere sağlık bilimleri öğrencilerini aynı sosyal çatı altında toplayan ve onları bilimsel araştırmalara yönlendiren NeoCortex öğrenci topluluğu tarafından ödüle layık görüldü.

2003’de yayınlanmaya başlanan, sinir bilimi ve kuantum fiziğini ele alan Uluslararası NeuroQuantology Dergisinin kurucusu, isim babası ve baş editörüdür. Dergi Ocak 2008’de Uluslararası bilimsel veri tabanlarına (SCI, SCI-E) kabul edildi. Halen 16. Yılında ve yayınına baş editörlüğünde düzenli olarak devam etmektedir. Konuyla ilgili yurt dışında NeuroQuantology adlı bir kitap yayınlanmıştır (2014).

SCI’ye giren, 40’ın üzerinde nöroloji, sinir bilimi, nörofelsefe araştırma ve gözden geçirme makalesi yayınlamıştır. Bu makalelerine 1000’e yakın yabancı kaynaklarda atıf yapılmıştır.

Nöroloji ile ilgili Acil Nörolojik Hastalıklar (2004/2008) adlı kitabı vardır. 2014 yılında “197 Gün” adlı romanı yayınlandı. Popüler bilim kitapları olarak ÖlümSözlük (2016), Schrödinger’in Kedisi Neden Şizofren Oldu? (2017), Mağaradan Mars’a (2017) ve Suç ve Beyin (2017) adlı kitapları yayınlanmıştır. Halen, toplumsal olayları ele alan, birey-toplum ve beyin-davranış ilişkilerini, şiddet ve özgeciliği konu edinen, insan psikolojisini ele alan bir kitabı yayına hazırlanmaktadır.