TAYLAN KÜMELİ

Beslenme ve Diyet Uzmanı

8 Mart 2019 Cuma 14:15 - 15:00

Kristal Salon

BESLENME TRENDLERİ VE GÜNCEL HAYATA UYARLANMASI

Tohumların Gücü Uyanıyor.

Fındık, ceviz, kaju, badem, kabak ve karpuz çekirdeği gibi besinlerin yağı ve ezmelerinin şöhreti artıyor. Aşırıya kaçmadan alınması gereken ve protein bakımından zengin bu besinlere ilgi git gide artacağa benziyor. Tohumların robottan geçirilerek elde edilmesi ile hepimiz ev yapımı fındık fıstık ezmeleri yapabiliriz. Meyveler ile tüketebilir, yulaf ezmesinin üzerine veya içeceklere ekleyebiliriz.

Afrika lezzetlerine Merhaba

Afrika’nın geleneksel yemekleri 2019’un trendlerinin başına geliyor. Kuzey Afrika kökenli biber salçası harissa, yer bademi, berbere, dukkah, ras el hanout gibi Afrika mutfağının vazgeçilmezlerinden olan baharatlar raflarda daha da ön plana çıkacak. Üzellikle harissa, ekşi mayalı ekmeğin üzerine sürülerek mini kanepeler hazırlanabilir.

Organik Sebzelerin Devrimi

Mükemmel görünümlü sebze ve meyvelerin havası 2018’e kadarmış. Artık görsel bir devrim yaşanabilir. Çirkin sebzeler, özensiz gibi görünen besinler çöpe gitmek yerine sofralarda yerini alabilir. Açlığın kol gezdiği günümüzde yemek atıkları için bile mücadele eden binlerce insan varken tüketiciler artık kusurlu olduğu için yüzüne bakılmayan ürünlere teşvik ediliyor. Organik pazarlardaki bu meyve sebzeleri bolca görebiliriz.

Lifli Besinlere Yeni bir Düzenleme

Ürünlerin tanıtımlarında her zamankinden daha çok liflerin ve aynı zamanda probiyotiklerin microbiyom dostu içeriğe sahip olduğunu göreceğiz. Bu bağırsak sağlığı açısından çok önemli ve destekleyici bir nokta. Ama aslında bağırsak sağlığına yardımcı bir ürünü pazarlamak başka bir şeydir, o ürünün gerçekten etkili olması ise bambaşka bir şeydir. Bu yüzden siz bu tarz ürünleri satın alırken etiketlerde yazan lif sayısını mutlaka kontrol edin.

Sularınız Her Zamankinden Farklı Olacak

2019 yılında elmalı su, limonlu su, salatalıklı su ve benzeri alkali suların dönemi elbette bitmez. Ancak bu karışımlar yerini daha da iddialı ve daha fazla vitaminli ferah tatlara bırakıyor. 2019 alfanümerik şekliyle söylersek “H2-Wh0a” yılı olacak. Bildiğiniz ve yaygınlaşmış tatların yerini daha fazla vitamin, mineral ve prebiyotik bakımından daha zengin olan Hindistan cevizi, kaktüs ve akçaağaç suyu alıyor. Evimizde, bir parça taze Hindistan cevizi ile bu aromalı suyu deneyebiliriz.

Gizlisi saklısı yok! Şekeri kökten çözeceğiz.

Amerika’da yakın zamanda uygulamaya konmuş olan FDA maddesine göre gıda üreticileri, gıdanın içindeki tüm şeker içeren içeriklerin ayrı ayrı belirtilip ayrıca hepsinin toplam miktarını paketlerin üzerinde belirtmesi gerektiği zorunluluğunu getirdi. Bu şeker karşıtı hareketin sonucunda etiketleri kontrol ettiğiniz zaman ürünlerin içeriğindeki doğal olmayan tatlandırıcıları artık görebileceksiniz. Aldığınız her ürünün etiketini kontrol ederek, bu tarz ürünlere karşı önleminizi alabilirsiniz.

Şeffaflık Yine ön Planda

2019 besin trendlerinden biri de şeffaflık. Artık tüketicinin en öncelikle taleplerinden biri de tükettikleri besinlerin içeriğinin listelenmesi ve bu konuda gıda şirketlerinin mümkün oldukça açık olması. Yalnızca ambalajı süslemek artık yemek ile ilgilenen bireyleri pek de tatmin etmiyor diyebiliriz.

Bağırsak Mikrobiyatasının Önemi

Bağırsaklardaki bakteri dengesi bozulduğunda enerji seviyeniz, uyku düzeniniz, bağışıklık direnciniz ve hatta hormonal dengeniz bile bozulabilir. İşte bu yüzden bağırsaklardaki dengeyi sürdürebilmeye yarayan probiyotik gıdalar iyice zirve yapacak! Ülkemiz bu ürünler açısından oldukça zengin. Yoğurt, kefir, ev yapımı turşular çok zengin probiyotik kaynakları. Ev yapımı turşunun suyu ne kadar faydalı bir besin maddesi ise, ev yapımı yoğurdun arta kalan suyu da o derece faydalı bir protein kaynağıdır. Eğer tuz ile ilgili bir sağlık sorununuz yoksa atmayın, için!

Kemik suyu

Türk damak tadına yabancı değil, şimdi yurtdışında çok popüler. Araştırmalara göre bolca kaynatılan kemikten elde edilen “kemik suyu”, özellikle artrit ve eklem ağrılarına iyi geliyor.

Besin Değişimleri

Son dönemin en popüler akımı olabilir. Geleneksel yemeklerin sağlıklı alternatifleri, mesela karnabahar pizza, kabak spagetti, pancar ravioli gibi…

Bitkisel Sütler

Ama alıştığımız soya sütü, badem sütü değil, yulaf sütü yer fıstığı sütü gibi sütleri çok sık görmeye başlıyoruz.

Bitkisel sütleri evimizde hazırlamak çok kolay 1 ölçü tohum veya kuruyemişe 4 ölçü su ekleyip blenderden geçirin ve bir tülbent yardımı ile süzün. Bu kadar basit:

Peganism

Paleo ve vegan beslenme şekillerinin birbiriyle birleşmesi. Detaylarını yakında öğreneceğiz.

Kolajen

2018’in de popüler içeriğiydi ancak 2019’da adını çok daha sık duyacağımız kesin. Cilt elastikiyetinden, saçlara, tırnaklardan kemik sağlığına kadar her şey kolajende…

Adaptogenler

Hormonlarımıza destek sağlayan adaptojen hormonlar, maca tozu, ashwaganda tozu ve reishi mantarı örneklerini verebiliriz.

Sıfır atık

Sıfır atık ile artık daha sık karşılaşıyoruz. Hem mutfağımız hem de doğamız için oldukça önemli olan sıfır atık felsefesi, daha çok sebze ve tahıl tüketimiyle daha az et tüketimi üzerinde dururken, aynı zamanda atığı azaltmak ve sıfır atık prensibini ön plana çıkartmak için çok önemli. Besinlerin kompost edilerek dönüştürülmesi de buna dahil olacak. Ayrıca 2019’da ülkemizde ücretli poşet uygulamasına geçilmesiyle de poşet tüketimini azaltmanın ve sıfır atığı desteklemenin de üzerine gidilecek.

Yemek yerken ekrandan uzak kalma

Cep telefonu, tablet, televizyon gibi ekranlardan, özellikle yemek yerken mümkün olduğunca uzaklaşmak, böylelikle yediğimiz yemeğin farkına varmak ve tam anlamıyla doymak konuları oldukça gündemde şu sıralar. Bence de kesinlikle uygulamaya koymamız gereken önemli bir değişim olabilir.

TAYLAN KÜMELİ KİMDİR?

14.12.1962 yılında Ankara'da doğdu.

İlk, orta, lise eğitimini Ankara Koleji'nde tamamladı.1986 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünü  dereceyle bitirdikten sonra, akademik kariyerini 4 yıl önce beslenme anabilim dalından aldığı profesörlük unvanına kadar ulaştırdı. Amerikan Diyetisyenler Derneği (ADA), İngiliz Diyetisyenler Derneği (BDA), Avrupa Diyetisyenler Derneği (EFAD),Türkiye Diyetisyenler Derneği TDD ‘e üyedir.

Meslek hayatına başladığı 1986 yılından bugüne kadar çeşitli hastanelerde ve özel kliniklerde diyet uzmanlığı yaptıktan sonra, 1999'da kendi kliniği olan Taylight'ı açarak klinik diyetisyenliğe başladı. Kliniginde hastalıklarda beslenme, zayıflama ve kilo alma, gebe-çocuk  beslenmesi ve fonksiyonel besinlerle beslenme konusunda hizmet vermektedir. 

Beslenme konusunda 6 kitabı bulunan Kümeli, bugüne kadar 7 televizyon kanalında kendi adıyla programlar düzenlemiştir. Aynı zamanda haftada iki kez yayın yaptığı, ilgiyle izlenen bir youtube kanalı da mevcuttur. Sosyal medya hesaplarından "Taylan Kümeli'den Püf Lokmaları" başlığıyla her gün bilimsel bilgiler paylaşmaya devam etmektedir. Yazılı basında, periyodik olarak yazdığı aylık dergiler ve her hafta yazdığı Sözcü Gazetesi yazıları ile yer almaktadır. Ülkemizde ve uluslararası platformlarda bilimsel konferanslara, söyleşilere ve workshoplara katılmaktadır. Türkiye'nin önemli kurum ve kuruluşlarına  "Sağlıklı Beslenme" danışmanlığı vermektedir.

2017 yılının Nisan ayında Londra'da “Kids in the Kitchen" markasıyla 5-11 yaş grubu çocuklarına dramayla sağlıklı beslenmeyi öğretmeyi amaçlayan bir oluşumu hayata geçirmiştir. Aynı oluşum Kasım ayı itibarıyla İstanbul'da da faaliyetine başlamıştır. Ayrıca, Taylight bünyesinde kurduğu Enlight Atölye'de önümüzdeki günlerde "Sağlıklı Beslenme" ana başlığı altında butik workshoplar düzenleyecektir.

Bir de Taylan Kumeli'yi kendi cümleleriyle kendisinden dinleyelim:

"Meslek hayatımdaki 30 yıl boyunca beslenmeye dair tüm karmaşık bilgilendirmeleri yıkmak, yaşamın sağlıklı yanını ön plana çıkarmak, insanların yemekle ilişkilerini düzeltmek birinci önceliğim haline geldi.

Sağlıklı beslenmeye ve bilime olan aşkım çocukluk yıllarımda başladı. Öyle ki, ‘’büyünce ne olacaksın’’ sorusuna hep "bilim kadını" cevabını verirdim. Ve bu aşk ile Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nden derece ile mezun oldum. Hala da aynı aşkla öğrenmeye ve öğretmeye devam etmekteyim. 

Mesleğime başladığım andan itibaren, bugüne kadar aldığım çeşitli eğitimlerde beslenmenin farklı boyutlarını öğrendim, multidisipliner yanlarını tanıdım ve bizim için neyin iyi, neyin uzun vadede kötü olduğunu araştırıp durdum. Çünkü bu konudaki tutkumu ve hevesimi gelecek nesillere aktarmak ve sahip olduğum bilgilerin insanlara yardım edebileceğini bilmek benim için çok önemliydi.

Bilmenizi isterim ki siz, benim için önemlisiniz. Amacım, sizi sağlıklı eğilimlere yönlendirirken, sağlıklı beslenmenin aslında korkulacak bir şey olmadığını, beslenmenin en temeline inerek ve hayatınızda pozitif değişiklikler yaparak, yepyeni bir yaşam tarzı oluşturabileceğinizi size anlatmaktır. 

Vücudunuzu tanıyıp, onun ne istediğini öğrenmeye başladığınızda, buna devam etmenizi amaçlarız. Çünkü uzun vadede size sağlık ve canlılık sağlayan yegane yer vücudunuzdur. Vücudunuzun değerini, sistemi devam ettirdiğinizde, yemek ile olan ilişkinizi düzenleyerek, ''ne yersen o’sun!'' kalıbını anlayıp, her geçen gün sağlıklı beslenmenin sizi ne kadar huzurlu ve iyi kıldığını görerek keşfedersiniz."